24 Aralık 2013 Salı

İsmail Arı'ya

Sustun, bir şey gizler gibiydin
Penceresinde mavi göklerin
Omuzlarında ayaz ,
Sesi kalmıştı gitmelerin

Hıçkırıklarında kara deniz
Seni çağırıyordu usulca
Ayaz bitsin artık
Gel son ver buna
Dedi fısıltıyla köprüye

Bir sonu yok yalnızlığının
Bir çıkışı, bir kaçışı
Gözyaşların dindirmez ağrını
Zaman düzeltmez hiçbir anıyı
Hatıralardır, düşmanındır zaman
Gel aç kollarını bana
Bir son ver buna

Havada süzülürken ellerin
Dağıldı tüm kederlerin
Her şeyin bitişi gibi
Hayatın bitişi de sessizdi

Gövden çiçekler saçtı denizde
Köprünün altından sular geçti
Bir neden aradılar cesete bakarken
Gencecikmiş halbuki
Ne yazık dediler
Onlar bilemezdi ki
-hayal bile edemezdi-
İki, üç nedeni
veya hiç nedeni
Nedensizliği

En tepeyi görmedi onlar
En dibi-cehennemi-
Ortada başladılar hayata
Hep ortada bitti

Ama sen gördün
Sen tattın başarıyı
Göklere çıktın bir anda
Kendini gördün yeryüzünde
Yapayalnız, gülünç
Alkışları duydun en tepede

Yazık oldu gençliğine dediler
Çok zekiydi yazık oldu
Bu kadar başarıya rağmen
Neden atladı o köprüden

Deniz getirdi seni Bebek kıyılarına
Boğularak öldü dediler
Otuz yaşında boğuldu ayazdan












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder